22 Mar 2011

Beyaz Duvarlar

   Ben küçükken ilerisi için astronot olmayı ya da dünyaya çok büyük iyilikler yapmayı isterdim. Ama daha çok astronot olmayı istiyordum çünkü o daha gerçekçiydi. Uzun süre de direttim bu konuda. Neticede benim ilgi alanım buydu, uzay ya da nasa'yla ilgili bir şeyler görünce heyecanlanıyordum. Kısacası benim hayalimdi bu. Ama ilkokul, ortaokul, lise diyerek yıllar geçti ve hayallerin peşinde koşmanın imkansız olduğu gerçeğini öğrendim -tamam biraz fazla uçmuş bir hayaldi benimki ama sonra başka hayallerim de vardı- bırakın hayallerin peşinden koşmayı hayallerindeki saç modeline bile sahip olamıyordun çünkü her şey sınırlandırılıp tek bir kalıp halinde sunuluyordu. Böylece yeteneklerinin ve isteklerinin farkına varamayan, bilinçsiz ve yaratıcılıktan yoksun bireyler topluma sunuluyordu. Halbuki "türlü zorluklara rağmen hayallerinin peşinden koşup bir şekilde başarılı olan çocuk" temalı filmleri hayranlıkla izliyorduk.
   Üniversite hayatıma geldiğimde ise kendimi yeteneklerimle herhangi bir paralellik gösterip göstermediğine dair en ufak bir fikrim olmadığı bölümümde bulmuştum. Sanırım bu konuda ülkedeki çoğunluğun içindeydim. Derslerden zevk almadığım kesindi ama en azından arkadaşlık ilişkileri iyi olmalıydı Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden biri olan bu okulda. Ne yazık ki geçirdiğim bu dört sene bu konuda da hayal kırıklıklarıyla dolu. Lafı uzatmaya gerek yok zaten "hayal kırıklığı" kelimesi benim ve hayallerim için en uygun kelime, fazlası lüzumsuz. Ama belirtmeden olmaz, bu hikayenin içinde "üzüntü" ve "umutsuzluk" yok. Bu yüzden mutsuz falan değilim. İş işten geçti, bunun da farkındayım ama içimde ufacık da olsa "keşke zevk aldığım bir bölümde okuyabilseydim" serzenişi var.
   Seneye mezun olacağım ve mezuniyet sonrası iş bulma derdine düşeceğim. Dürüst olmak gerekirse iyi bir iş bulabileceğime inanıyorum ama "iyi bir iş" ne demek? Bu şartlarda parası iyi anlamına geliyor sanırım. Benim için de öyle artık. Herkes çalışırken zevk alacağım bir işe girmem gerektiğini söylüyor, gayet de haklılar ama bunun olma olasılığı o kadar düşük ki. Ve beni düşündüren tek olay bu. Acaba işe zevkle mi gideceğim yoksa her gün üfleye püfleye mi? Kafamdaki tek sorun bu. Tabi hayat bu ne olacağı belli olmaz, hiç aklıma gelmeyen şeyler gerçekleşebilir. Kim bilir.
 

1 yorum: